Kıbrıs Harekâtı (TSK kod adı: Atilla Harekâtı[13][14], Türkiye'de Kıbrıs Barış Harekâtı olarak da bilinir), 20 Temmuz 1974'te Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kıbrıs'ta başlattığı askerî harekât.
Türkiye Cumhuriyeti harekâtın Zürih ve Londra Antlaşması'nın IV. maddesine istinaden gerçekleştirildiğini savunmaktadır.[15] Fakat Birleşmiş Milletler[16] ve Avrupa Konseyi[17] bu harekâtı işgal olarak değerlendirmektedir.
20 Temmuz 1974 tarihinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 353 sayılı kararında[18] "Uluslararası güvenlik ve barış için ciddi tehlikeye yol açan ve bölge üzerinde olağanüstü infiale müsait bir ortam yarattığından Birleşmiş Milletler ciddi bir endişe duymaktadır...Tüm devletlerin Kıbrıs Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğüne saygı duyması gerekir...Yabancı askeri müdahaleye derhal son verilmelidir." diyerek harekata karşı olduğunu belirtti ve ateşkese çağırdı.[19][20] Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 11 Mayıs 1984 tarihindeki 550 sayılı kararında ise durumu "işgal" olarak niteledi.[3][21]
Avrupa Konseyi Parlamentler Meclisi'nin 29 Temmuz 1974 tarihli 573 sayılı kararı ve Atina'daki Temyiz Mahkemesi'nin 21 Mart 1979 tarihli kararı, Türk müdahalesinin yasal olduğunu vurgulamıştır. Ancak uluslararası kuruluşları ve kararlarının çoğu, "yasadışı istila" olarak tanımlamaktadır.
Tarihçe1950’lerin sonlarında bağımsızlık hareketi başladı ve uluslararası anlaşmalara dayanan bir Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu
1963-1964 olayları1963 yılında Kıbrıslı Türklerin yönetimden çekilmesi ile fiilen Kıbrıs Cumhuriyeti yıkıldı. Fakat günümüzde hukuki olarak varlığını sürdürmektedir.
Hazırlık5 Temmuz 1974'te Türkiye, Yunanistan ve İngiltere dışişleri bakanları I. Cenevre Konferansı çalışmalarına başladı. 30 Temmuz'da sona eren konferansta Türk tarafının istekleri doğrultusunda: 'Ada'da bir güvenlik bölgesinin kurulması, Rum ve Yunan işgalindeki Türk bölgelerin derhal boşaltılması, esir durumda olan asker ve sivillerin mübâdele edilmeleri veya serbest bırakılmaları, barışın sağlanması ile birlikte anayasaya uygun bir hükûmetin yeniden kurulmasının temini, Kıbrıs Cumhuriyeti'nde Kıbrıs Türk Toplumu ile Kıbrıs Rum Toplumu olmak üzere iki otonom idarenin mevcûdiyeti' kabul ve ilan edildi.[kaynak belirtilmeli]
Başbakan Bülent Ecevit, adada gelişmelerin kötüye gitmesi sebebi ile diplomatik görüşmeler yapmak üzere Londra'ya gitti. Acil olarak toplanan TBMM, Hükümete genel savaş açma yetkisi verdi. 14 ilde sıkıyönetim ilan edildi.
Birinci harekât 20 Temmuz 1974 sabahı uçakların bombardımanından sonra Türk ordusu 6:15'ten itibaren havadan indirme ve denizden çıkarma başladı. Denizden çıkarma Karaoğlanoğlu plajına yapılmıştır. Rumlar, Türkiye'nin 1963 ve 1967'deki gibi adaya müdahale edemeyeceğini düşünmüş bu yüzden ilk başta etkili müdahale edememişlerdir.[kaynak belirtilmeli] Ancak akşama doğru karşı harekata başlamışlardır.
Bu karar, İngiltere ve Yunanistan Büyükelçilerine bildirildiği gibi Ankara'da bulunan ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Sisco'ya da iletildi. Pakistan, Afganistan ve İran Türkiye'ye yardım sözü verdi.[kaynak belirtilmeli] Libya Devlet Başkanı Kaddafi ihtiyaç duyulan tüm askerî mühimmatların kullanılabileceğini bildirdi.[kaynak belirtilmeli] Bunun yanında Suudi Arabistan da 1.5 milyar dolarlık petrol ile 1 milyar dolar nakit para hibe etmiştir
Türk kuvvetleri 22 Temmuz'da Girne'yi ele geçirdi. Türk paraşütçüleri Kıbrıs Cumhuriyeti'nin başkenti Lefkoşa'nın Türk kesimine indi. Yunan birliklerinin Ada’da garantör olarak bulunan Türk birliğine saldırması ise, çarpışmaların Ada geneline yayılmasına neden oldu.[kaynak belirtilmeli] Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 353 sayılı kararının 5. maddesi gereği[19] 22 Temmuz 1974 tarihinde ateşkes ilan edildi.[24] Türk müdâhalesi sonucu Yunanistan'daki cunta idaresi[kaynak belirtilmeli] ve Kıbrıs Cumhuriyeti'ndeki Nikos Sampson Hükûmeti de yıkılmıştır.
20 Temmuz 1974 tarihli Hürriyet Gazetesi'nin manşeti
İkinci harekât: Parola "Ayşe Tatile Çıksın" Ancak 8 Ağustos'ta II. Cenevre Konferansı'nın yapılmakta olduğu zamanda Türklerin Limasol ve Larnaka civarında bir miktar köyü boşaltmış olmalarına rağmen[kaynak belirtilmeli], Millî Muhâfız Alayı ve EOKA-B ele geçirdikleri yerleri tahliye etmedikleri gibi ellerindeki esirleri de serbest bırakmamışlardır. [kaynak belirtilmeli]
Cenevre konferansına katılan Türk Dışişleri Bakanı Turan Güneş anlaşmanın mümkün olmadığı anlamına gelen Ayşe Tatile Çıksın" parolasını Başbakan Bülent Ecevit'e bildirmiştir. 'Ayşe' Turan Güneş'in kızı (sonraki Ayşe Güneş-Ayata)'nın adıdır.
]
Haftalık Newsweek dergisinin İkinci Kıbrıs harekâtı'na yer veren 26 Ağustos 1974 tarihli sayısının kapağı
Bunun üzerine 13 Ağustos'ta Türk birlikleri tekrar ilerlemeye başlamış ve 16 Ağustos'ta Lefke ve Magosa'nın kurtarılmasıyla sona eren üç günlük II. Harekatı'nı gerçekleştirdi.
Harekât neticesinde bir taraftan Magosa'ya diğer taraftan Lefke'ye varılarak Türk tarafının sınırları çizildi